Kovid-19 salgınında hem ölüm hem ağır vaka hem de sosyal izolasyon nedeniyle en büyük darbeyi yiyenler, 65 yaş üzeri vatandaşlar oldu. Neredeyse bir yıldır Kovid-19 riskine karşı evlerinden çıkmalarına sadece birkaç saat izin verilen 65 yaş üzeri vatandaşların sabrı tükenirken, birçoğu isyan noktasına gelmiş durumda.
“Dijital görüşme tekniklerine çoğu yaşlılarımız hakim olamıyor. Bu nedenle, sosyal mesafenin yarattığı sosyal etkileşimin azalması, yaşlılarda ruhsal ve fiziksel sağlık üzerinde olumsuz etkiler oluşturdu ve oluşturmaya devam ediyor. Yaşlılarımızda sadece bedensel sorunlar değil, depresyon, kaygı bozukluğu, öfke atakları ve uykusuzluk gibi ruh sağlığı ile ilgili belirtiler de görülüyor.
“Çocukluğumda 65 yaş üzeri denildiğinde, şimdinin 95 yaşı gibi algılanırdı. İnsanlar erken yaşlarda ölüyordu. Artık Türkiye nüfusunun yüzde 20’ye yakını 60-65 yaş üzeri kişilerden oluşuyor. Pandemi sürecinde yapmak isteyip ertelemek zorunda kaldığımız mecburiyetler bizleri zorluyor. Örneğin doktor kontrollerimiz aksamış vaziyette. Sokağa çıkış iznimiz günde üç saatten ibaret. Toplu taşıma araçlarına binmemiz yasak.
“Eğlence hayatım olmadığından çok da fazla sıkıntı yaşamıyorum. Dostlarımla ‘zoom’ üzerinden konuşuyorum. Evimde olmak bana sıkıntı vermiyor ama adına kısıtlama denilen yasaklara karar veren mekanizmadan rahatsızım. Neyse ki yalnız değildim. Hayat arkadaşım yanımda olmasa sıkıntı yaşardım.”Türk sanat tarihi profesörü, akademisyen ve yazar Prof. Dr. Nurhan Atasoy , kısıtlamalardan olumsuz etkilenen önemli isimlerden.
Türkiye Son Haberler, Türkiye Manşetler
Similar News:Diğer haber kaynaklarından derlediğimiz buna benzer haberleri de okuyabilirsiniz.