Hem ucuz olur, hem yaşanmışlık duygusu verir, hem de keseme uygun gelir diye 35 yıl önce İstanbul’da Aksaray’da Horhor Antikacılar Çarşısı’ndan 6 eski sandalye almıştım. Dükkan sahibi, sandalyelerin 55 yıllık olduğunu söylemişti.
35 yıldır bendeler.
Yani 90 yıllıklar.
Sadece 10 yılda bir cilalatıyorum. Taş gibiler. Çok kilolu arkadaşlarım misafirliğe geliyor. Kazasız, belasız uğurluyorum. Bizzat Cumhurbaşkanı’nın kendisi Saray’ın sandalyeleri dahil 650 milyon dolara mal olduğunu açıklamıştı. Hizmete yeni açıldığı sıralarda “sandalyelerin-koltukların-mobilyaların da özenle seçildiği, bir bölümünün dışardan döviz ödenerek getirildiği” yazılmıştı.
Sandalyeler tapon çıktı.
3 yılda bacağı çürümüş.
Kim kakaladı bunları!
Yazık paralara!
Ve ne tesadüf!
29 büyükşehir belediye başkanı, 16 bakan, 1 de Cumhurbaşkanı toplam 46 kişinin oturduğu 46 sandalye içinde 1 tek Ekrem İmamoğlu’nun sandalyesinin ayağı çürük yani kırık.
Bizans oyunu muydu?
Ankara tuzağı mı?
Siyasetçi şakası mı?

★★★

Sevindirici olan Ekrem İmamoğlu’nun uyanık davranması ve 95 kilo vücut ağırlığıyla arkaya doğru düşerken yanında oturan Eskişehir Belediye Başkanı hocamız Yılmaz Büyükerşen’e tutunma refleksine karşı koyabilmesiydi. Aksi halde biri çok başarılı olmuş; Orta Anadolu bozkırından pırlanta bir Eskişehir yaratmış ve diğeri de dünya rekoru sayılan oy farkı (806 bin) ile İstanbul’a eskiye hesap soran yeni bir kent yönetim modeli katmak için seçilmiş 2 CHP’li başkan yere yuvarlanacaklardı.
Sandalye tapon!
Toplantı boş çıktı.
Bu toplantı neden yapıldı?
Seçimlerde halk sandıktan şu mesajı vermişti: Ankara’da merkezi yönetim iktidar partisi AKP’de duruyor. Büyük şehirleri de de muhalefet CHP yönetsin.
Yarışsınlar, görelim.
Cumhurbaşkanı’nın da önceki günkü toplantıda, “bu hizmet yarışında biz CHP’nin yeni seçilmiş belediye başkanlarına herhangi bir engel çıkartmayacağız, onları sonuna kadar destekleyeceğiz. Bizim AK Parti’nin belediye başkanlarının yönetiminden daha başarılı olduklarını göstersinler. Söz gelimi AKP belediyeciliğinin 100 liraya mal ettiği 1 kilometre metro hattını, yeni seçilmiş CHP’li başkanlar 90 liraya 80 liraya mal etsinler beklerim...” desin.
Böyle demedi.
Deseydi!
Toplantı anlam kazanacaktı.

★★★

Belediye başkanlarını azarlayan başöğretmen edasıyla “Devri sabık peşinde koşmayın, ben belediye başkanı iken kimsenin ekmeğiyle oynamadım, siz de işçileri işten çıkartmayın...” dedi.
Sopası gösterme sayılır.
Şu tabloya bakın: 6 Mayıs’ta seçim ilan edilmiş. 23 Haziran’da seçim yapılacak. 6 Mayıs’tan 23 Haziran’a kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde tamamı AKP İl ve İlçe yönetimlerinin onayı ile 3 bin kişi işe yerleştirilmiş.
Bunlara dokunmayın.
Yani ne yapsınlar?
Biz yandaş doldurduk.
Siz sakın boşaltmayın.

★★★

Dün Cumhuriyet Gazetesi’nin yazarı Miyase İlknur, arşivleri tarayıp, belgeleri çıkartmış şöyle yazdı: “Kimsenin ekmeğiyle oynamadığını öne süren Erdoğan, 1994 yılında İBB koltuğuna oturduktan sonra İSTON’dan 139, SUSER’den 1200, METRO A.Ş’den 45 işçiyi kapının önüne koydu. 47 bürokratı Sarıgazi’de prefabrik bir şantiyeye sürdü” diye yazdı.

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

İBB’den ilan parası kapan yazarlar!


İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin şirketi MEDYA A.Ş.’den AKP yönetimi dönemde çeşitli gazetelere toplam 12 milyon TL ilan ve reklam parası aktarıldığı açıklandı. Bu gazetelerin isimleri nedir? Hangi dönemde hangi gazete İstanbul Belediyesi’nden ve şirketlerinden kaç liralık ilan parası aldı? Yazarlar da çeşitli adlar altında para aldılar mı? Kim bu yazarlar? Kaç lira aldılar? Neler yazdılar? Bunu bilmek İstanbul halkının hakkı, çünkü aktarılan onlardan toplanan vergi parası!