2002’deki ‘Yenilikçi Hareket’ süreci 2019’da da yaşanıyor


Milli Görüş, 2001’de AKP’nin kurulmasıyla bölündü... Tayyip Erdoğan, Erbakan’a bayrak açmıştı


AKP, ‘liberal’ bir çizgiyi savunuyordu. 2019’da Babancan-Gül ikilisi ‘liberal’ bir parti kuruyor


1 - “Adalet ve Kalkınma Partisi aslında Abdullah Gül projesiydi. Ancak Tayyip Erdoğan, karizması ve teşkilatçılığı nedeniyle halkta karşılık gördü, uluslararası kamuoyunun desteğini aldı.” Bu cümle muhabirliğe başladığım 1997’den sonra Milli Görüş camiası içinde duyduğum en sık tespitlerdendi. Çünkü takip ettiğim Refah, Fazilet ve Saadet Partisi sürecinde AKP’nin nasıl kurulduğuna yakından tanık olduğumu söyleyebilirim. Gül’ün Erdoğan’la olan zoraki ‘kardeşlik’ serüveninde özellikle ABD, İngiltere ve İsrail’le yakın ilişkisinin altını çizelim...

Bugün Ali Babacan- Abdullah Gül üzerinden başlayan yeni parti çalışmaları aslında 2000’lere uzanan benzerlikleri içinde taşıyor! Milli Görüş’ün lideri Necmettin Erbakan’a bayrak açan Erdoğan’dan, Erdoğan’a bayrak açan Babacan-Gül ikilisine doğru bir süreç!…Anlatalım...

Babacan ve Gül, Erdoğan’a karşı hareket ediyor.


‘ATANMAMIŞ MACRON’ NE DEMEK?

3 Haziran günlü Hürriyet’ten Abdulkadir Selvi’yi okuyalım: “... Gül’ün arkasında olduğu Ali Babacan çok heyecanlı. Atanmamış Macron gibi, yorumları yapılıyor. İstanbul ve Londra’da ekonomistler ve işadamlarıyla görüşmeler yapmış. Partide, AK Partili isimlerin yanı sıra sosyal demokrat ve liberallerin olmasına özen gösteriyor.” Burada kritik olan ‘Atanmamış Macron’ tanımlaması. Yani... Fransa’da cumhurbaşkanı seçilen Yürüyüş Hareketi’nin lideri Emmanuel Macron kendisini nasıl tanımlıyordu: “Ne solcu ne sağcı, partiler üstü.” Babacan-Gül de “‘soldan-sağdan’ oy almak istiyor. Gül’ün 23 Haziran seçimlerinde yaptığı açıklamanın altını çizenler var. Ne demişti Gül: “İnşallah her şey güzel olur.” 1990’ların sonuyla 2000’lerin başına uzanalım...

‘Ak Saçlı’ Tayyip Erdoğan’a karşı ‘Genç’ Babacan ve kadrosu mu?


2 - Tarih 14 Mayıs 2000... Fazilet Partisi (FP) kongresinde bir ilk yaşanmış ve ‘Yenilikçi Hareket’ Recai Kutan’a yani Erbakan’a karşı Abdullah Gül’ü aday göstermişti. Delegeler 633 oy verdikleri Kutan’ı genel başkan seçmiş ama Gül’e de 521 oy vererek mesajı vermişti: “Ak Saçlılar’a (Erbakan ve arkadaşları) saygımız büyük ancak gençleşme şart!”



Benzerliğe vurgu yapalım: Bugün de Babacan ve Gül, partide mücadele etmeden ‘Yeni ve liberal çizgi’ demiyorlar mı? Fazilet içinde saflar netleşmişti! Erdoğan’ın kongreye yolladığı mesaj da netti: “Sizler, 2000’li yılların demokratikleşmesinde, hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistemin kurulmasında Türkiye’nin teminatısınız.” Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının ‘yeni muhiti’ liberallerin yanıydı. 14 Ağustos 2001’de de AKP kuruldu. Saadet Partisi, Milli Görüş’ün, AKP ise ‘Yeni’nin merkezi oldu. İşte tam da bu noktada bugün Babacan-Gül çizgisi, ‘Yeni’nin merkezi olmaya aday!

Bir benzerlik daha: Ali Babacan’ın uluslararası finans çevreleriyle, TÜSİAD’la ilişkileri en başından beri iyi! Aynı 2001’deki AKP gibi!

O zaman Ankara’ya uzanalım, çarpıcı bir iddiayı anlatalım...

Gül’ün Erbakan’a cevabını, Babacan Erdoğan’a vermiş


3 - Ali Babacan’ın Tayyip Erdoğan’la yüz yüze konuştuğu öne sürüldü. Bu buluşmada Babacan’ın, “Arkadaşlarımızla istişare ettik ve parti kurmaya karar verdik” dediği, Erdoğan’ın da “Partide  kalın, bu bölünmek olur” diye konuştuğu ifade edildi. Ali Babacan’ın yanıtı ise şöyle olmuş: “Efendim ben sizinle müzakere etmeye gelmedim, başka yerde duymadan haber vermeye geldim.” Şimdi 19 yıl öncesine gidelim... Gül, 14 Ağustos 2000’deki FP kongresi öncesi Erbakan’ı ziyaret eder ve şöyle der: “Aarkadaşlarımla istişare ettik, kongrede aday olacağım.” Erbakan yanıt verir: “Geleneğimizde iki aday yok. Bu bölünme olur Abdullah Bey.” Gül’ün yanıtı nettir: “Efendim, ben sizinle müzakere etmeye gelmedim. Bilgi vermeye geldim.” 19 yıl önce ve 19 yıl sonra yine aynı cümleler... Ancak...

AKP’nin kurulma sürecinde karşısında Ekrem İmamoğlu gerçeği yoktu.

AKP’nin kurulma sürecinde karşısında bunlara zemin hazırlayacak şekilde bir askeri vesayet ve laikçi bir CHP vardı. O CHP de söylem olarak halka cazip gelmiyordu. Şimdi ise bugünkü durum farklı. Bugün Babacan-Gül ikilisinin karşısında çok geniş kitlelere hitap edebilecek Ekrem İmamoğlu ve başka bir CHP var! İmamoğlu, kurulacak yeni partilerin oy alacağı tabandan da oy alabilir. Ki, Binali Yıldırım’ın karşısında AKP’den yüzde 3.5 oy aldı!”