Tek adam rejimine hayır!

22 Haziran 2019 Cumartesi
Tek adam rejimine hayır!
 

Hepimizin yarınki seçimle ilgili tahminleri var ama sonucu tam olarak bilmiyoruz. Kesin olarak bildiğim şey, bugünkü seçim bir belediye başkanlığı seçiminden çok öte bir anlam kazandı. Belli ki 24 Haziran’dan itibaren siyasette çok taş yerinden oynayacak.

Görünürde halkın sandık başına gidip oy verdiği “demokratik bir seçim” olacak. Oysa aylardır yaşananları düşününce, kâbus gibi bir dönemin içinden geçtiğimiz, adına demokrasi denilen sistemin ÇOK uzağında olduğumuz ortada.

Makyavelvari bir hırs

Tarikat ve cemaatlerin cirit attığı, din ve etnik köken siyaseti üzerinden yürütülen bir seçim kampanyası yaşandı.

Yalanlar, hakaretler, linç girişimleri, iftiralar havada uçuştu.

31 Mart öncesinde “ beka ” söylemini dillerine pelesenk edenler, baktılar durum istedikleri gibi değil, bu kez son üç günde Öcalan’ı devreye sokmaya kadar vardırdılar işi...

Cumhur İttifakı adeta fırıldak gibi oldu. Daha önce “ İmamoğlu’nu İmralı destekliyor ” diye iftira atanlar, son düzlüğe girince 360 derece döndü. “Öcalan HDP’ye tarafsız kalın ” diyor diyerek, İmralı’dan gelen mektubu devletin haber ajansından duyurdular.

Selahattin Demirtaş ve HDP’lileri PKK’li olmakla suçlayan Erdoğan ve Bahçeli, şimdi aniden aynı insanları Öcalan’ın talimatına uymamakla suçluyor!

Daha önce de yazdım: En iyi becerdikleri iş tak ı yye!

Makyavelvari bir hırsla, dün söylediklerini bugün yalanlayabiliyor; bugün yalanladıklarını iki gün sonra benimseyebiliyorlar.

Duruma göre pozisyon alıyorlar, hiçbir ilkeleri yok. Tek amaçları, ne pahasına olursa olsun, iktidara çöreklenmek.

“ Amaca giden her yol mübahtır ” diyorlar!

 
Kulak ısıran dopingli güreşçiler

AKP ile ortağı MHP’nin, her şeyin önüne koyduklarını söyledikleri “ milli iradeyi ”, uydurma gerekçelerle 31 Mart’ta nasıl çiğnediklerine tanık olduk.

Bu bir futbol oyunu olsa, yaptıkları bunca dalavere sonucunda kesin oyun dışı kalırlardı. Centilmenlik, AKP kadrolarında hiçbir zaman olmadı ama nicedir uyulması gereken en temel kuralları bile çiğniyorlar.

Gerçek bir spor karşılaşması yaşanıyor olsaydı, hakem düdüğü çoktan çalmış, bu utanç verici sözde “yarışı” durdurmuş ve AKP’yi hükmen mağlup etmişti.

Çünkü rakibinin kulağını ısıran ya da dopingle ringe çıkan güreşçi gibiler!

 
Faşizme ve haksızlığa karşı tepki

Siyasette hakem, halktır ve düdüğü daima o çalar. Demokrasilerde sandığın işlevi budur.

Ekrem İmamoğlu seçilirse her şey çok güzel olacak mı bilmiyorum ama ülkedeki mevcut durumda ideallerin peşinde koşarak ya da seçimi protesto ederek en kötü senaryoya destek olmayı çok yanlış buluyorum.

Üstelik 31 Mart’ta kazandığı halde, hukuk skandalı sonucu ikinci kez seçime girmek durumunda bırakılan İmamoğlu ve ona oy veren seçmenler, açıkça haksızlığa uğradı.

Bu durumda, oyumu Türkiye’nin içinde bulunduğu dönemde faşizan eğilimlere karşı çıkmak ve haksızlığa tepkimi göstermek için kullanacağım.

Türkiye’de tek adam rejimini mi tercih ediyoruz yoksa ona güçlü bir “HAYIR!”mı diyoruz, bu akşam belli olacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları