Ülkemizin derdi o kadar çok ki bu da bizleri kurt gibi yiyor!
Pazar gecesini Bodrum Acıbadem Hastanesi’nde geçirmiştim. Eski dost Yaşar Okuyan aradı. Hal hatır sormadan sonra, ülke sorunlarının kendisini kurt gibi kemirdiğini söyleyerek:
“Ben de karaciğer nakli dahil 8 ciddi ameliyat geçirdim. Emin ol kendimi düşündüğüm yok. Eğer memleketin bu hale geleceğini bilseydim karaciğer nakli bile yaptırmaz, ölmeyi tercih ederdim. Bugünleri göreceğime keşke ameliyat masasında kalsaydım” dedi.
Yaşar Okuyan, eski yıllarda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapan ve işçilere birçok sosyal haklar sağlayan yurtsever bir siyaset adamıdır.
★★★
Eski Bakan Yaşar Okuyan gerçekten çok üzüntülüydü.
“Kendimi düşündüğüm yok. Benim derdim memleket... 68 yaşındayım... 14 yaşımdan beri ülkeme yararlı olmak için çalışıyorum. Bu kötü günleri göreceğim aklıma bile gelmezdi. Memleket yanıyor, beyzadelerin umurlarında değil...” dedi ve ekledi:
“İktidarı da, muhalefeti de suçluyorum. Al birini vur ötekine... Fakat şu gerçeği de itiraf etmeliyiz: Bugün yaşanan kötü sonuçlarda hepimiz sorumluyuz. Eski siyasiler, yeni siyasiler, hepimiz... Politikacıların yüzde 90’ı memleket için değil, kendi çıkarları için siyaset yapıyor. Sağcısı, solcusu, dincisi, hepsi... Özellikle dinciler bunu yapmayı iyi biliyor!”
★★★
Yaşar Okuyan bunları söylerken ağlayacak gibi oldu, durdu, yutkundu ve:
“Bu tür çıkarcı, menfaatperest siyasilerin tamamının Allah belâsını versin! Artık isyan ediyorum!” diye patladı.
Çok karamsar olmamak ve insanlarımızı aydınlatma çabalarına azimle devam etmek gerektiğini söylediğimde Yaşar Okuyan:
“Tabii ki pes etmek yok...” dedi ve şöyle devam etti:
“Yılmak, mücadeleyi bırakmak bizim lügatımızda yoktur. Bu can, bu bedende oldukça memleketimiz için çabalarımız devam edecektir. Sonunda herkes Atatürk çizgisine gelecek. Buna inanıyorum... Ve herkes bilsin ki ülkemizin tek kurtuluş çaresi Atatürk’ün yoludur.”
“Miras hukukuna aykırı!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan “CHP’nin elinde bulunan İş Bankası’na ait hisse senetleri Hazine’ye devredilmelidir” dedi, ortalık karıştı.
Oysa CHP, Atatürk’ün vasiyeti gereği hisseleri yönetiyor, kâr paylarını her yıl yine vasiyet gereği Türk Tarih ve Türk Dil Kurumları’na eşit olarak dağıtıyor.
DSP’li eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk bir hukukçu olarak şu açıklamayı yaptı:
“Erdoğan’ın iddiaları haksız ve yanıltıcıdır. CHP, Atatürk’ün vasiyeti gereği İş Bankası’nın yüzde 28 hissesini denetliyor. Atatürk’ün ölümünden 80 yıl sonra bu hisselerin Hazine’ye geçmesini istemek, O’nun iradesine saygısızlık anlamına geldiği gibi miras hukukuna da aykırıdır!”
TEBESSÜM
Tavşanı kim vurdu?
Bu sütunda çıkan fıkralara bazı çevreler nedense alınıyor. Ankaralı Mehmet Ali Sarıaltın gibi çok sayıda okurum ise “Bu devirde sıkıntılardan ruhumuz karardı. Siz bizleri bir nebze de olsa tebessüm ettiriyorsunuz. Sağolun varolun” diyor.
Lütfen bu sütunun sadece “tebessüm” amaçlı olduğunu unutmayalım.
★★★
Doğum odasından çıkan doktor etrafına şöyle bir baktıktan sonra kapıda duran 90 yaşlarındaki adama “İçeride doğum yapan kadın yakınınız mı?” diye soruyor.
“Evet, eşimdir” diyor adam...
Doktor şaşırıyor:
“Fakat o hanım 25 yaşında...”
Yaşlı adam:
“Tamam işte...” diyor “O benim eşimdir. Niye şaşırdınız? Ben sağlıklı bir adamım, baba olamaz mıyım yani?” Doktor hafifçe tebessüm ediyor:
“Aklıma benim rahmetli dedem geldi de...”
“Ne olmuş dedenize?”
“Dedem av meraklısıydı. Sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Günün birinde ava çıkarken yanlışlıkla tüfek yerine baston aldı eline... Ben de kendisiyle gittim. Ormanda epey yürüdükten sonra bir tavşan gördük. Dedim ya dedem hayli yaşlı... Tüfek zannettiği bastonu doğrulttu ve tavşana ‘Bum’ diyerek ateş etti. Tavşan o anda vurulup yere düştü...”
Yeni baba olan 90’lık adam bıyık altından kıs kıs güler:
“Olur mu? Başkası vurmuştur onu...”
Doktor “Evet” der “Ben de bunu anlatmaya çalışıyorum. Başkası vurmuştur tavşanı!”
GÜNÜN SÖZÜ
Kırkayağa sormuşlar: “Önce hangi ayağını atıyorsun?” diye.. Kırkayak düşünmeye başlamış ve yürüyememiş!
