POLİTİKA - 24 Mayıs 2019 Cuma 23:37

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ÖTV müjdesi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ÖTV müjdesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Esnaf ve Sanatkarları ile yapılan iftar sonrasında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan "ÖTV’yi sıfırlamıştık gerekirse önümüzdeki ay sonu biten bu uygulamanın süresini de uzatabiliriz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezinde gerçekleştirilen iftar programında esnaf ve sanatkarlarla bir araya geldi. İftarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, İstanbul Valisi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Yerlikaya, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım eşlik etti.

“Önümüzdeki ay sonunda biten ÖTV süresini de gerekirse uzatabiliriz”

İftar programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Günümüz şartlarına uygun yeni bir esnaf ve sanatkarlar kanunu biz çıkardık. Sıkıntıya düşen kardeşlerimizin borçlarını yeniden yapılandırarak işlerini sürdürmelerini temin ettik. Emeklilik sonrası devam eden sanatkarlarımıza destek pirimi kaldırarak emekli maaşlarında yüzde 10’luk artış sağladık. Sağlık hizmetlerinden yararlanma şartlarını kolaylaştırdık. Düşük faizli kredilerle sizlerin yanınızda olduk. Gençler, kadınlar, engelliler için ilave destekler getirdik.

Ticari araçların yenilenmesi için ÖTV sıfırlamıştık. Önümüzdeki ay sonunda biten bu uygulamanın süresini de gerekirse uzatabiliriz. Sizlerden sosyal güvenlik kurumu ödemelerinizde konusunda hassasiyet göstermenizi rica ediyorum. Türkiye bu konuda dünyanın en makul tarifelerini uyguluyor. Devlet olarak zaten yeterince destekliyoruz. Sizlerin de ödemelerinize aksatmayarak sahip çıkacağınızı biliyorum. Dijitalleşmenin kaçınılmaz sonucu olarak geliştirilen ve İtaksi uygulaması şehir içi uygulamasında önemli bir ihtiyacı karşılanacaktır. Araç kalitesi ÖTV indirimine rağmen hala yeterince yükseltilmedi. Turkuaz ve siyah taksi bu yüzden ilgi buluyor. Taksi şoförlerimizin çağın gereklerine uygun donanmış olması gerekiyor” dedi.

“UBER konusu Türkiye Cumhuriyet hükümeti olarak bizde bitmiştir”

UBER’le ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Esnaf demek milletin taleplerine uygun hizmet veren kişi demektir. Gençlerle Dolmabahçe sarayında sohbet ettik. Çıkışta UBER’le ilgili bizim halimiz ne olacak dediler. Bende şunu söyledim, bizim literatürümüzde UBER diye bir şey yok dedim. UBER olayının korsan taksicilikten bir farkı yok. Sizler dedim, hangi yasaya göre böyle bir şey çıkardınız, kendi kendinize böyle bir şey keşif ettiniz, döküldünüz sokaklara. Şu anda taksilerimiz, taksicilerimiz hakkını gasp ederek kusura bakmayın size devredemeyiz dedim. Bunun için de dünya UBER taksiciler kuruluşunun başındaki şahsa ben randevu vermedim, hala da vermiyorum. Vermeyince buradaki takım taklavat ne var ne yok götürdüler. Ne aldanan olacağız, ne aldatan olacağız. Ben yaptığımı söylüyorum, birileri de yalan yanlış söylüyor. UBER konusu Türkiye Cumhuriyet hükümeti olarak bizde bitmiştir böyle bir şey yok” diye konuştu.

“Milletle inatlaşılmaz, millete tabi olunur, hizmetkar olunur”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Madem insanlarımız taksiler konusunda daha yüksek standart istiyor hep birlikte taksici kardeşlerim karşılama yolları arayacaklar. İstanbul taksicileri odasıyla havalimanında bir araya geldim, onlara da söyledim. Taksilerimizi yenileyeceğiz, gerekli desteği veririz, taksi içerisinde sigara içmeyecek, içirmeyecek dedim. Taksilerimizde pırıl pırıl olacak. İstanbulluya pırıl pırıl taksiler yakışır. Belki inşallah sayın başkanımız bir araya gelecek o da bizimle konuşacak, burada İstanbul’a yönelik belki modellerde bile değişime gidilebilir.

Dünyanın bazı ülkelerinde bunlar farklılık arzu eden şeyler. İstanbul’a belediye başkanı olduğum zaman ikarus otobüsleri vardı, mazot kokusundan otobüse binilmez koltuklar mazotlu bezelerle temizlenirdi. Benim halkıma bunlar yakışmıyor, marka reklamı yapmayalım ama Mercedes otobüs alacağız dedim. MAN, BMC onlar bu şekilde girdi. Kore’den Hyundai otobüslerin halk otobüsleri olarak aldık. Biz en üst seviyeye en kaliteye inşallah ulaştıracağız, dedik ve ulaştırdık. Şimdi aynı şey bütün taksilerde taksicilerde bu kararı alabiliriz. Milletle inatlaşılmaz, millete tabi olunur ve hizmet edilir. Siz iyi hizmet verirseniz, millette size karşılığını verir. Taksi tarifeleri her yıl haziran ayının sonunda periyodik olarak düzenlenecektir” şeklinde konuştu

“31 Martta gerçekten hakkıyla seçimi kazanmışsanız, 23 Haziran’da yine kazanırsınız”

Seçimlere yönelik konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ta bir seçim yaşadık. Bu seçimde büyükşehir, il, ilçe belediye başkanlarımızı, belediye meclis üyelerimizi muhtarlarımız belirledik. Yüksek Seçim Kurulu bazı ilçe ve beldelerle birlikte İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığıyla ilgili yenileme kararı verdi. Önceki gün bu kararın gerekçeleri yayınladı. İstanbul’da 31 bin 186 sandığın 754 başkanları kanuna aykırı şekilde atanmıştır, hırsızlık burada çalma burada. Sandık kurulu başkanları seçim sonucuna etki edebilecek, yetki ve hareket edecek kişilerdir. Bu sandıklar 212 binin üzerindedir, niye sayıma yaklaşmadınız. Tekrar tümünü sayalım dedik, dolayısıyla kanuna aykırı atanmış, bu sandıklarda kullanılan oylar şüpheli duruma düştü. Seçimi kazandığı ilan edilen adayla, ikinci sıradaki adayla arasında fark, 28 binden başlamış en son 13 binlere kadar indi, burada şaibe var, şüphe var demektir.

1963’te şüpheye dayalı olarak Türkiye’de iptal edildi. Üstelik YSK resmen tespitin yaptığı tek sorun bu değildi. Gerekçeli karara göre, İstanbul genelinde 18 sandığın sayım döküm cetveli bulunamamıştır, 90 sandığın sandık kurulu üyeleri tarafından imzalanmadığı için güvenirliğini yitirmiştir. Toplam 108 sandığın içindeki 30 bin üzerinde oy yok hükmünde sayılmıştır. Bir kez daha tekrarlıyorum, iki adayın arasındaki oy farkı, 13 bin 729 Sandık kurulu üyeleriyle sandıklarıyla ilgili bu iki mesele birbiriyle değerlendirilince birinde 212 bin diğerinde 30 bin oy şüpheli hale gelmektedir. Birileri bu karar sebebiyle hem YSK, hem de AK Partiye birileri yükleniyor, saldırıyor, hakaret ediyor.

Bu kesimler ortaya çıkan tablo karşısında bizim ne yapmamızı bekliyorlar. İstanbul halkının 212 bin diğer yandan 30 bin oyuna halel gelmesine göz mü yummalıydık. Hadi diyelim ki, bu durumun ortaya çıkmasında sandıklara sahip çıkamadığımız için eksiğimizin ve hatamızın payı var. Peki hırsızın hiç mi suçu yok, bide buna bakalım. AK Parti’ye verdiği oyları gasp edenlerin hiç mi kabahati yok mu? Çünkü YSK kuruluna ve AK Partiye saldıranların hiçbirinin dönüp de sandıklardaki oyların şaibeli hale gelmesine yol açanlara tek kelime ettiklerini duymadım.

Üstelik YSK mazbatayı bir adaydan alıp, ötekine vermemiş, çözümün yeniden sandıkta aranmasına hükmetti, demokrasiyle inanan, milli iradeye güvenen, sandığı sağlam gören herkesin bu karar saygı duyması gerekir. 31 Martta gerçekten hakkıyla seçimi kazanmışsanız, 23 Haziran’da yine kazanırsınız. Ortada yargı kararıyla kesinleşen vahim şüpheler varken, seçimin yenilenmesine karşı çıkılmasını manidar görüyorum” dedi.

“Sandıktan kanuna ve hakkaniyete uyacak kararın başımızın üzerinde yeri vardır”

Baba ve oğul arasında geçen hırsız meselini anlatarak konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Han meşhur bir mesel vardır. Bir baba yan odadan gelen tıkırtılara bakmak için oğlunu gönderir. Biraz sonrada arkasından ne oldu diye seslenir. Oğlu baba bir hırsız tuttum diye cevap verir. Baba tut kolundan getir der, oğlu gelmiyor diye cevap verir. Bunun üzerine baba öyleyse bırak gitsin der, oğlu bu defada gitmiyor diye karşılık verir. Bunlarınki de aynı hesap, ne milletin karşısına çıkıyorlar, ne de kabahatlerinin mahcubiyetiyle dönüp gidiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar biz milletimizin hakkını savunmayı sürdüreceğiz. Biz sizlere inanıyoruz ve güveniyoruz.

Belediye başkanlığımla benimle beraber İDO’nun genel müdür olarak milletvekilliği Ulaştırma Bakanlığıyla daha sonra Başbakanlığıyla daha sonra Meclis Başkanlığıyla bu ülkede hizmet vermiş, devleti gayet iyi tanıyan uluslararası camiada belirli bir konumu olan Binali Yıldırım’la beraber ilçelerde büyükşehir iki devlet üç olacak ve çok daha güçlü şekilde hizmet vereceğiz. Bizim için tüm siyasi hayatımız boyunca en büyük hakem daima milletimiz olmuştur. İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimi konusunda meselenin milletimizin hakemliğine başvuruyoruz. Sandıktan kanuna ve hakkaniyete uyacak kararın başımızın üzerinde yeri vardır. Yeter ki alavere dalavere yapmasınlar hesabı kitabı düzgün tutsunlar” diye konuştu.

“Noktayı İstanbullu hemşerilerimiz koyar, herkes işine baksın”

İftar programında konuşan AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, “31 Mart’ta Türkiye genelinde yerel seçimler oldu. Yurdun her köşesinde seçimler tamamlandı, bildiğiniz gibi İstanbul’da seçim sonuca erdirilemedi. Yaşanan olaylara girecek değilim, Yüksek Seçim Kurulu İstanbul seçimlerinin yenilenmesine karar verdi. Sizlerin İstanbul’da kullandığınız oyların sayılırken, yerini bulmadığını ne yazık ki gördük, şahit olduk.

Bu yüzden oyunuza sahip çıkamadığımız için sizden özür diliyoruz. Sandık kurullarının oluşumundan oy sayımındaki kargaşaya kadar birçok bir dizi olayı birlikte yaşadık. 8,5 milyon İstanbullu oy kullandı. Maalesef arzu etmediğimiz halde bu büyükşehir seçimi üzerine gölge düştü. Hemşerilerimizin bu iradelerinin sandığa tam yansımamış olması, şüphesiz bir dizi yaşanan yanlışlığın hataların sonucudur. Bunda sizin zerre kadar kabahatiniz yoktur. Bu durumdan sandık kurullarını oluşturan ilçe seçim kurulları partililerin görevlileri kadar pek çok kişinin sorumluluğu vardı.

Elbette bunlar hukuk önünde hesabını verecektir. Seçimlerin üzerindeki şaibe bizim hakkımızı, sizin hakkınızı aramak mecburiyetinde bırakmıştır. Tekrarlanacak seçimler bu yüzden çok önemli hale gelmiştir. Biz arzu ederdik ki, bu seçimler tekrarlanması, oylar yeniden sayılsın, bu gölge seçimlerin üzerinden kalksın, bu mümkün olmadı. Sizi biraz yoracağız, ama ramazan ve kurban bayramı arasında 23 Haziranda sandığa gideceğiz. İki bayram arasında 23 Haziranda demokrasi bayramına hazır mısınız? Öyle güçlü ses verelim ki, içerde ve dışarda heveslenenler Türkiye’yi istikrarsızlığa sürüklemek isteyenlerin sesi soluğu çıkmasın. Kendi ülkelerin yaşanan seçim yolsuzluklarını gündeme getirmeyenler İstanbul seçimlerine birden bire merak saldılar.

Not alıp nokta koyuyorlar. Noktayı İstanbullu hemşerilerimiz koyar, herkes işine baksın, biz İstanbul’a güveniyoruz. Şüphesiz sayın cumhurbaşkanımız bunları sizlerle paylaşacak. İstanbul’u çiçek bahçesi yapmak için hazırladığımız birbirinden güzel projeleri de önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım” ifadelerini kullandı.  

Tunacan Atalay
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.