GÜNDEM - 23 Mayıs 2019 Perşembe 11:29

İlkokul mezunu usta mühendislere taş çıkartıyor

A
A
A
İlkokul mezunu usta mühendislere taş çıkartıyor

Ağrı’da beyaz eşya tamirciliği yapan İlkokul mezunu Ekrem Aybay (30), bir daha kullanılamaz denilen atık durumundaki her türlü ev eşyasını kendi imkân ve geliştirdiği sistemlerle tamir edip yeniden kullanılmasını sağlıyor.


Ağrı’da 9 yaşında beyaz eşya tamirciliğine başlayan ve 21 yıldır bu işi yapmayı sürdüren ilkokul mezunu Ekrem Aybay(30), atık durumdaki eşyaları tamir etmekle başlayan merakını, zamanla kendisine bir atölye kurarak, bozuk parçalara alternatif yedek parçalar geliştirecek kadar geliştirdi.

Çeşitli imkânsızlıklardan dolayı ilkokuldan sonra okula gidemediğini ve kendi geliştirdiği sistemlerle her türlü ev eşyasını ne kadar hasarlı olduğuna bakmadan, bir şekilde tamir etmeyi başardığını anlatan Ekrem Aybay’ın malzemeleri tamir etmekteki ustalığı dikkat çekiyor.

“Okula devam edebilseydim eğer, Elektrik Elektronik Mühendisi olmak isterdim” diyen ve sadece gövde kısmının sağlam olduğu buzdolabını sil baştan, kendisinin kurduğu sistemle tamir edip, kullanılabilir duruma getiren Aybay, bu işi bir yandan da kentte sayısı oldukça fazla olan dar gelirli insanlara yardımcı olabilmek adına yaptığını söyledi. Özellikle son dönemlerde artan fiyatlarla birlikte, kentte çoğu insanın bozulan beyaz eşya tarzı ev eşyalarının yerine, yenisini alamadıklarını kaydeden Aybay, bu sebeple yaptığı işin maddi imkânları oldukça kısıtlı olan kent halkı için önem arz ettiğini belirti.

‘Isınma maliyetini en aza indirmeye yönelik tasarladığım kalorifer sistemi projem var’

Kendi imkân ve geliştirdiği yöntemlerle her türlü atık durumundaki ev eşyasını tamir edip, kullanılabilir hale getiren Ekrem Aybay, aynı zamanda uzun süren kış mevsiminin etkisi altında kalan kentte değişik ev ısıtma sistemleri üzerine de projeler geliştirdiğini söyleyerek:“ Ben bu işe çocukluğumda başladım. O zamanlar 9 yaşındaydım. İlgim olduğu içinde zamanla kendimi geliştirdim. Yaklaşık 21 yıldır da işimi sürdürüyorum. Şu anda tamirini yapamadığımız hiçbir eşya yok gibi. Tamir yapa yapa zamanla bu tarz elektronik malzemelerin çalışma mantığını da öğrendim. Gün geçtikçe fabrikalardan bağımsız sistemler geliştirmeyi başardım. Eşyalardaki çoğu parçaya alternatif parçalar geliştirdim. Özellikle beyaz eşya gurubundaki parçalara uygun yedek parçalar uydurabiliyoruz. Bu parçaları da genelde yine eski eşyalardan elde ediyoruz. Bir nevi geri dönüşümde sağlıyoruz. Bunların yanında malum memleketimizde kış uzun sürüyor ve yakıt masrafımız oldukça fazla. Benim bu konuda da geliştirdiğim ve üzerinde çalışmayı sürdürdüğüm projem var. Antifriz yardımıyla 120 metre kare bir evin aylık 20- ile 30 liraya ısıtılması gibi. ” Dedi.

‘İnsanlarımızın alım gücü düşük’

Beyaz eşya gibi ev eşyalarının fiyatlarının çok yüksek olduğunu, kentte insanların bozulan eşyaların yerine yenisini alamadıklarını dile getiren Ekrem Aybay:“ Bu gün en düşük bir buzdolabının fiyatı 2000 liradan başlıyor. Hali ile alım gücü düşük olan insanlarımız yenisini alamıyor. Bozulan çoğu eşyalarını tamir etme ihtiyacı duyuyorlar. Bizde bu konuda kendilerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ne kadar hasarlı olursa olsun. Hurda bile olsa, bir şekilde tamir edip, kendilerine eşyalarını geri teslim ediyoruz. Bunu da çok uygun fiyatlara yapıyoruz. Hiçbir şey yapamasak da elimizde hurda durumundaki diğer eşyalardan parçaları birleştirip o şekilde tamiri yapıyoruz. Müşterilerimize eşyalarını yeniden kullanabilecekleri şekilde teslim ediyoruz. Onlarda bu durumdan memnun kalıyorlar.” İfadelerini kullandı.

‘Çoğu eşyayı, kendi geliştirdiğimiz sistemlerle tamir edip bir nevi geri dönüşüm sağlıyoruz’

Vatandaşlar tarafından Ekrem Usta olarak tanınan Aybay, özellikle buzdolaplarının soğutucu bölümlerinde meydana gelen arızaların genelde kolay tamir edilemediğini ve çoğunun küçük bir arızada bile atık duruma düştüğünü kaydederek kendi geliştirdiği sistemlerle her türlü arızayı tamir edebildiğini dile getirdi. Geliştirdiği sistemi bozuk ve yeniden tamir ettiği bir buzdolabı üzerinde anlatan Aybay:“ Bu gördüğünüz buzdolabı bize geldiğinde atık durumdaydı. Normalde müşterinin böyle bir dolabın yenisini alabilmesi için en az 2000 lira ödemesi gerekiyor. Ama biz bunu yaptık. Bu dolabın gövde ve buzluk kısmında gaz kaçağı vardı. Fabrika üretiminden dolayı da bunu normalde tamir edebilme imkânı yok. Ama biz bunu, yeni baştan döşediğimiz boru ve soğutucu sitemi ile tamir ettik.

Şu an dolap çalışır vaziyette. Buzluk kısmının tamirinde, fabrikanın kullandığı alüminyuma alternatif olarak, kromdan yapılmış paslanmaz sac kullandık. Yine dolabın gövdesine fabrikanın yaptığından bağımsız borular döşeyerek, yeni sistem kurduk. Dolabın yanı sıra çamaşır makinesi, bulaşık makinesi gibi diğer eşyaları da bu şekilde yapıyoruz. Tamirlerde kullandığımız çoğu malzemeyi de yine bizimde tamir edemediğimiz diğer hurda malzemelerden elde ediyoruz. Bu şekilde de her türlü bu malzemeyi değerlendiriyoruz. Boşa gitmesinin önüne geçiyoruz. İşin mantığını kavradınız mı, yapamayacağınız bir şey yok. Allah bize bu yeteneği vermiş çok şükür. Aynı zamanda böyle yaparak, insanlarımıza da yardımcı oluyoruz. Onları masraftan kurtarıyoruz. Tasarrufa da katkı sağlıyoruz. Gereksiz tüketiminde önüne azda olsa geçebiliyoruz.” Şeklinde konuştu.  

Ramazan Demir - Demet Aydemir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri farklı ülkelerde Kütahya’yı tanıtıyor Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi İngilizce Öğretmeni ve proje koordinatörü Özlem Çalışkan Yoğunlaştırılmış Yabancı Dil Ağırlıklı 5/C sınıfıyla birlikte faklı ülke ve şehirlerden öğretmen ve öğrencilerle bir araya gelerek Kütahya’yı tanıtıyor. Okul Müdürü Rüştü Benli konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kuruculuğunu Trabzon Mahmut Celaleddin Ökten Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu’nun üstlendiği, Romanya’nın kurucu ortak olduğu “My History,My Town, My Culture” ( Tarihim,Kasabam,Kültürüm) isimli eTwinning Projesine ortak olarak katılan Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin proje çerçevesinde Kütahya’yı tanıttıklarını ifade etti. Müdür Rüştü Benli, “ Her ülkenin ve şehrin kendi kültürel, tarihi zenginliklerinin öğrenciler tarafından tanıtıldığı proje faaliyetleri çerçevesinde Türkiye’nin kuruculuğunda Romanya, İtalya, İspanya, Azerbaycan, Yunanistan, Polonya, Litvanya ve Arnavutluk’taki okullarla ortak faaliyetler yürütülmektedir. Bu çerçevede Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi İngilizce Öğretmeni ve proje koordinatörü Özlem Çalışkan “Yoğunlaştırılmış Yabancı Dil Ağırlıklı 5/C sınıfımızla birlikte faklı ülke ve şehirlerden öğretmen ve öğrencilerle bir araya geliyor ve biz de kendi şehrimiz Kütahya’mızı tanıtıyoruz. Efelerimizi ve Efe oyunlarımızı anlatarak başladığımız projemizde, Kütahya’mıza özgü şalvar, çini, iğne oyası, hamam bohçası, bor madeni ve benzeri ürünler ile Kütahya Kültür köşesi oluşturduk. E müzede sergilenecek olan bu çalışmamızdan sonra okulumuzda Kütahya’mıza özgü yemeklerin yer aldığı Kütahya Yöresel Yemek günü düzenledik. Sıkıcık çorbası, dolamber böreği, leblebi, haşhaşlı lokum, gözleme, ılabada dolması gibi pek çok yöresel yemeği yapılış aşamaları ile birlikte ortaklarımızla paylaştık. Bundan sonrası için de proje faaliyetlerimiz çerçevesinde Kütahya’mızı tanıtmaya devam edeceğiz. Kütahya’mızın sahip olduğu tüm bu güzellikleri paylaşmaktan çok mutluyuz. Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi olarak okulumuzun da adı olan şehrimiz Kütahya’yı tanıtıyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz ve bu süreçte desteklerini esirgemeyen velilerimize de çok teşekkür ediyorum” dedi.
Kocaeli İki belediyenin çalışanları birbirine girdi Kocaeli Şehir Hastanesi’nin etrafının düzenlenmesi sırasında iki belediyenin çalışanları karşı karşıya geldi. Yaşananlar üzerine Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık ile İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet görüştü. İddiaya göre İzmit Belediyesi ekipleri, şehir yanında bulunan ve Tavşantepe Mahallesi’nde kalan sokağın asfalt çalışması için bölgeye gitti. Bu sırada aynı sokakta çalışma yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ekipleri ile İzmit Belediyesi çalışları karşı karşıya geldi. İki grup arasında zaman zaman kavgalar da yaşanırken, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet bölgeye geldi. İzmit Belediyesi ile gelen grupta yer alan bir kişi İzmit Belediyesi meclis üyesi İbrahim Efe’yi ittirdi. Yere düşen İbrahim Efe’ye İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ile yanında bulunanlar, "Kendini yere atıyorsun, numara yapma" diye tepki gösterdi. Bu sırada Fatma Kaplan Hürriyet’in yanında bulunan bir kişi de yere düştü. Yaşananlar an be an kaydedildi. Ayağa kalkan İbrahim Efe, "Başkanım bu yapılanlar doğru mu?" diyerek Fatma Kaplan Hürriyet’e tepki gösterdi. Yaşananların ardından Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık’ta bölgeye geldi. Fatma Kaplan Hürriyet ile Hasan Aydınlık karşılıklı görüşme gerçekleştirdi. Fatma Kaplan Hürriyet açıklama yaptı Yaşananların ardından Fatma Kaplan Hürriyet yaptığı açıklamada, "Lütfen biraz uzlaşı. Lütfen beraber hizmet edelim. Birbirimize bilgi verelim. Biz bu konuda erinmeyiz. Teşekkür etmekten de asla gocunmayız. Sonuçta seçilmiş belediye ve belediye başkanlarıyız. Dolayısıyla nezaket gereği birbirimize bilgi vermek çok zor olmasa gerek. Bundan sonra biz yapıcı tavrımızı devam ettireceğiz. Uzlaşı arayışımızı devam ettireceğiz. İnşallah bu uzlaşı arayışımıza olgunlukla cevap gelir" dedi.
Denizli Arıcılardan çevre örgütlerine ilginç sitem: "Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak" Denizli’de plansız yapılan ilaçlama, polen toplayan arılara zarar verdi. Gelişmiş ülkelerde aynı zamanda tohumlama yapan arılar için ücret ödendiğine savunan arıcılar, bu konuya duyarsız kalan çevreci örgütlere, “Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak ancak belgesellerde izleyebilecekler” diyerek sitem etti. Baharla birlikte arıların polen mesaisi de yoğun bir şekilde devam ederken, arıcılar için de korku dolu günler başlamış oldu. Arıların polen topladığı gün içinde yapılan ilaçlamalar, kolonilerde kayıplara yol açtı. Denizli’nin Buldan ilçesinde arı yetiştiriciliği yapan ve Denizli Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu üyesi olan Hakan Aytekin, polen toplayan arıların bu dönemde badem, erik, kiraz, vişne, şeftali, ayva ve armut ağaçlarında dölleme yaptığına dikkat çekti. Meyve üreticilerinin ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarının önemine değinen Aytekin, “Arıların doğal yaşama yaptıkları katkı tartışılamaz. Arı yaşamazsa hayat olmaz. Çiftçilerimiz ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapsınlar ki arı ölümleri olmasın” dedi. Ailesinin tek geçim kaynağının arıcılık olduğuna işaret eden Aytekin, “Baharın gelmesiyle arılarımız hummalı bir çalışmaya başladı. Arılarımız çiçek açan meyve ağaçlarından polen toplarlarken bir taraftan da dölleme yapıyorlar. Bahar gelince işlerimiz yoğunlaşıyor ama biz arı yetiştiricileri için sıkıntılarda başlamış oluyor. Bizim en büyük sıkıntımız, zamansız yapılan ilaçlamalar. Meyve üreticilerimiz zamansız ilaçlama yapmalarından dolayı arılarımız zarar görüyor, zehir alıyorlar. Bugün dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde arıcılara arılar meyve ağaçlarında tohumlama yaptıklarından dolayı ekstra ücret ödenirken, bizler tohumlama sırasında arılarımız zehir almasın diye uğraşıyoruz. Üreticilerimizden ricamız ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarıdır. Albert Einstein’ın da dediği gibi ‘Arılar olmazsa, dünya olmaz. Arı yoksa hayat yoktur’ Bu dünyayı biz dedelerimizden değil, çocuklarımızdan ödünç aldık. Özellikle kimyasal ilaçlardan uzak durmamız gerekiyor” diye konuştu. “Çevreci örgütler arı ölümlerine duyarsız kalıyor” Arılar konusuna duyarsız kalan çevre örgütlerine sitem eden Aytekin, tepkisini şu sözlerle ifade etti: “Doğa dernekleri ve doğa ile ilgili çevreci sivil toplum örgütlerine sitemde bulunuyorum. Bu konuya önem vermelerini istiyoruz. Eğer arılar olmazsa, onların peşinden koştuğu hiçbir hayvan ve bitki topluluğunun yaşama şansı yoktur. Arı yoksa hayat yok. Arı yoksa peşinden koştukları hiçbirinin hayvanın resmini çekme gibi şansları olmayacak ancak doğayı belgesellerde veya eski çektikleri arşivlerinden izleyebilirler. Arıların zehirlenmesi noktasında lütfen bize destek çıksınlar. Arıların yaşaması, doğanın var olması gerçeğinden yola çıkarak bizlere destek vermeleri gerekiyor. Bu anlamda arıcılarımızın bereketli bir sezon geçirmelerini temenni ediyorum.”