Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Hisse senetlerinde pandemi endişesiyle Mart ayında yaşanan sert satışın ardından tüm piyasalarda göz alıcı bir yükseliş yaşandı. Çeşitli sektörler ve şirketler öne çıkarken, ABD'li yatırımcıların gözdesi teknoloji şirketleri ve özellikle de Google, Facebook, Amazon gibi sektörde başı çeken az sayıdaki dev oldu.

Hikayesiyle Borsa yatırımcılarının dikkatini çeken şirketlerden biri Tesla. Ancak California merkezli otomobil üreticisi, sadece bir otomobil üreticisi değil, aynı zamanda bir teknoloji öncüsü...

Sadece 17 yıllık geçmişi bulunan Tesla, yüksek performanslı elektrikli otomobillerinin tasarımı, üretimini, satış ve servis hizmetlerini kendisi sağlıyor. California, Nevada, Hollanda ve en son Şanghay’da fabrikaları ve 50 bin civarında çalışanı bulunmakta.

Peki Tesla, yayılmacı ve agresif büyüme politikalarıyla elektrikli otomobillerin Ford’u olabilir mi?

Ödeme sistemi PayPal ve gündemden düşmeyen uzay taşımacılığı şirketi SpaceX’in de kurucusu olan hırslı girişimci Elon Musk’ın, güneş panelleri ve pil sistemleriyle birlikte düşünüldüğünde, tam anlamıyla bir elektrik üretim, depolama ve şarj altyapısı kurmak istediği anlaşılıyor.

2019 yılında 360 binden fazla araç satan Tesla, bu yılın ikinci çeyreğinde 90 binden fazla otomobil teslim etti. Model S, Model 3, Model X ve Model Y ile halihazırda satışta dört modeli bulunan elektrikli otomobil üreticisi, satışlarının yüzde 70’ini ABD, yüzde 10’unu Çin, yüzde 5’ini Norveç’e yapıyor. Şarj istasyonlarıyla Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’da yayılarak altyapıyı karşılamaya çalışan Tesla’nın uluslararası ikinci el satış ağı da var.

Özellikle Şanghay’da bulunan fabrika, dünyanın en büyük elektrikli otomobil pazarına erişimde kilit rol oynuyor. ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının etkilerini en aza indirmeyi hedefleyen şirket, bu şekilde ithalat vergilerinden kaçınıyor. Tesla’nın elektrikli otomobil kullanımını yaygınlaştıracak küresel bir dev olma yolundaki önemli stratejik adımlarından bir diğeri Almanya’da kuracağı fabrikası. Üretici, Avrupa’ya otomobil ihraç etmenin getirdiği karmaşanın üstesinden bu şekilde gelecek.

Tesla otonom sürüşün de öncüsü

Ayrıca Tesla’nın elektrikli otomobil piyasasındaki öncü rolünü genişletmesi için elinde önemli bir avantaj var: Otonom sürüş teknolojisi. Her ne kadar tüm dünyada birçok şirket benzer teknolojiler üzerinde çalışsa da Tesla, bu konuda da sektöre liderlik ediyor. Markanın 2016 yılından bu yana tüm otomobillerinde bulunan otomatik pilot donanımı hala geliştirilme aşamasında. Bu donanım sürücülere otomatik sürüş, şerit değiştirme, trafiğe adapte hız ayarlayıcı gibi özellikler sunuyor. Ayrıca tüm bu sıra dışı özellikleri sadece otomobiller barındırmayacak. Şirket, bu donanımları Semi tır projesi ve Musk’ın “lansman esnasında adeta dövdüğü tuhaf görünümlü” Cybertruck kamyoneti gibi diğer projelerinde de uygulamayı planlıyor.

Tüm bunların yanında Tesla, diğer üreticilerin aksine üretimin tamamını kendi bünyesinde yapmaya çalışıyor. Geçen yılın sonunda pil üreticisi Kanadalı Hibar Systems’ı ve otonom sürüş teknolojisine katkı sağlaması beklenen DeepScale’ı alması, şirketin geleceğe yönelik adımlarını bu stratejiye uygun bir şekilde attığının göstergesi.

Baker Institute tarafından Şubat ayında yayınlanan bir araştırmada her ikisi de yeni bir araç tipiyle bilinirlik kazanan Tesla ile Ford karşılaştırılıyor. Ford’un ilk erişilebilir otomobil olarak görülen Model T ile otomobil endüstrisine yön vermesi ve Tesla’nın elektrikli otomobil sektörünü dönüştürmesi arasındaki benzerliklere dikkat çekiliyor.

Model T’nin yüzyılın başında otomobil pazarına hâkim olduğu ve Tesla’nın da en büyük elektrikli otomobil satıcısı (2019’da ABD pazarının yüzde 80’ine sahip) olduğu belirtilen araştırmada, Ford’un söz konusu dönemde tüm satışlarda, Tesla’nın ise sadece elektrikli araçlarda baskın geldiği vurgulanıyor. Öyle ki Tesla ABD’de yeni araç satışlarının yüzde 1’nden azını oluşturuyor.

“Otomobil endüstrisinin geleceğine yön verdi”

Ancak Tesla’nın Ford’a benzer bir şekilde 21. yüzyılın otomobil sektörüne öncülük ederek, pazarda belki de yıllar boyunca sarsılmayacak güçlü bir yer edindiği açık. General Motors’un Volt hibrit otomobil projesinin eski lideri Tony Posawatz da Bloomberg News’e yaptığı değerlendirmede Tesla’nın otomobil endüstrisinin geleceğine yön verdiğini belirtmişti.

Sektörel sıralamaları ile ünlü ABD’li U.S. News & World Report tarafından yapılan en iyi lüks elektrikli ve hibrit araç listesinde Model S ilk sırada... Model S’yi Model 3 ve ardından Porsche Taycan takip ediyor. Lexus ES Hibrit ve BMW i3 ise dördüncü ve beşinci sırada geliyor.

Bununla birlikte geleneksel otomobil üreticilerinin Tesla’yı yakalamak için çabalarına hız verdiği unutulmamalı. Toyota, Ford, Nissan, BMW gibi devler gelecek yıllarda filolarının bir kısmını ya da tamamını elektrikli otomobillere dönüştürecek programlara milyarlarca dolar harcıyorlar. Geniş tedarik zincirleri, gelişen ve gelişmiş küresel pazarlara erişim imkanları düşünüldüğünde, pazar paylarını genç ve dinamik Tesla’ya kolayca bırakmayacakları söylenebilir.

Sektör verilerine bakılacak olursa tüm dünyada elektrikli araç talebinin hızla arttığı net. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (UEA) verilerine göre küresel elektrikli otomobil satışlarının toplam otomobil satışları içerisindeki payı son on yılda istikrarlı ve güçlü bir şekilde yükselerek 2019’da 2.3 milyon ile yüzde 3’e yaklaştı. 1.10 milyon ile aslan payını Çin pazarı alırken, 590 bin ile Avrupa ikinci sırada geliyor. ABD ise 330 bin ile üçüncü sırada.

UEA’nın Haziran ayındaki raporuna göre küresel çapta elektrikli araç stoku 2010 yılında sadece 20 bin iken hızla artarak 2017’de 1.93 milyon, 2018’de 3.27 milyon ve 2019’da 4.79 milyon oldu.

UEA, Küresel elektrikli otomobil stoku, 2010-2019, UEA, Paris

Satış gelirlerini katlayan Tesla hızlı büyüyor

Finansal performansa bakıldığında Tesla’nın satış geliri, Bloomberg’den edinilen rakamlara göre 2014 ile 2018 yılları arasında yüzde 570’lik şaşırtıcı bir artış yakalamış. Buna karşın talebe yetişmekte zorlandığı görülüyor. Ar-Ge ve fabrika harcamalarından dolayı uzun süre kâra geçmeyen şirket, ikinci çeyrekte art arda dördüncü kez kâr açıkladı. 2019 yılının tamamında geliri 24 milyar doların üzerinde gerçekleşti.

2010 ortasında 17 dolardan halka arz edilmesi sonrasında bu yıla kabaca 420 dolar seviyelerinde başlayan Tesla hisseleri, pandemi kaynaklı panik satışının etkisiyle Mart ortasında 361 dolara kadar geriledi. Ardından, mali ve parasal desteklerin etkisiyle piyasalarda görülen yükseliş Tesla’yı Temmuz ortasında neredeyse 1,800 dolara taşıdı. Hisse fiyatı, Cuma günü itibarıyla 1,450 dolara kadar çekilmiş durumda.

Şirketin piyasa değeri, hisse piyasalarındaki son yükselişin desteğiyle 270 milyar doları aşarak geleneksel otomobil üreticilerinin tamamını geride bıraktı. Böylece, Tesla’nın piyasa değeri, geçen yıl 270 milyar dolar satış geliri elde eden otomotiv devi Toyota’nın 90 milyar dolar üzerine çıktı. Posawatz, Tesla’nın ürünlerinin müşteriler arasında coşkuya neden olduğunu söylemişti. Belli ki yatırımcılar arasında da oldukça büyük bir coşkuya neden oluyor.

Her ne kadar satışları küresel devlerle karşılaştırıldığında henüz oldukça düşük olsa da üretim artışına dönük yatırımları ve hız kesmeyen Ar-Ge harcamalarıyla Tesla, sonuç olarak otomobil sektörünü yön vermeye devam ediyor. Geleneksel üreticilerin uzun vadeli planlarını belirlerken elektrikli otomobillere bu denli ağırlık vermesi ve pazarın dönüşümünde Tesla’nın yadsınamaz katkısı, uzun yıllar boyunca anılacaktır.

Editör: F. Uğur Taçkınlar