Gelişmiş ülkelerin merkez bankaları piyasalarını paraya boğdu. Açılan paketlerin toplamı 4 trilyon dolara ulaştı.

Merkez bankaları ne kadar büyük problem ile karşılaşırlarsa o kadar büyük adımlar atarlar... Eğer çok büyük önlemler alınıyorsa sıkıntı da çok büyüktür...

★★★

Bu reçetelerin, sonu belirsiz koronavirüs krizinde işe yarayıp yaramayacağı henüz bilinmiyor ama yine de deneniyor.  Lakin bu önlemleri alınınca sorun küçülmüyor... Sorun beklenen daha da büyükse, alınabilecek başka önlem de kalmadı... Yatırımcılar da işte bundan korkuyor!

Benzer önlemlerin pratikteki sonuçları 2008’den bugüne görüldü... Korkulan çok büyük enflasyon yaratmasıydı... Yaratmadı...

Buna “modern para politikası” dediler. Nitekim piyasaya sürülen paralar rezerv para statüsünde... Dolar, Euro, Sterlin, Yen...

★★★

Amerika’nın en büyük ihracatı bastığı para birimi “dolar”! Düşünsenize Türkiye’de sadece yerli yatırımcıların mevduatlarında 200 milyar dolara yakın para var...

Türkiye’de Merkez Bankası rezerv olarak çoğunlukla dolar tutuyor... Diğer ülkelerde öyle... Amerika dolar basıyor, dünya bu parayı kapışıyor. Haliyle sorun yaratmıyor.

Türkiye de mecburen benzer yola sapacak. Bir anlamda “modern” olacak! İyi de kendi halkı bile Türk Lirası’na soğuk bakıyor... Bankaların ve özel sektörün yüksek miktarda döviz borcu var... Ellerine para geçtiği anda riski azaltmak adına dolar alıp pozisyon kapıyorlar.

★★★

Türk Lirası’nı Türkiye dışında kullanan olmadığından talep edilmiyor...

Sen para basarsan bu paranın bir kısmı illa dövize kayacak... Artmaması için kırk takla atıldığı yerde tutmak kolay olmayacak.

Ne var ki tek çare önümüze bakmak. O dükkanlar, o fabrikalar kapanmayacak. İnsanlar işsiz kalmayacak...

★★★

Bütçe açığı mı patlayacak? Bırakın patlasın! Öyle borç ötelemesi falan kimseyi kurtarmaz.

Tıpkı yandaşlarına yaptığın gibi vergileri sileceksin. Sonrasında likidite desteği sağlayacaksın. Alt tarafı her seçimden önce yaptığını yapacaksın.

Fena mı bahanen de hazır! Boşu boşuna dış mihrak aramayacaksın. İleride bütün suçu virüse atarsın!

Türkiye hakkında neden rapor yazılmıyor?


Dünyada binlerce banka, yatırım şirketi var... Her gün yüzlerce rapor yayınlıyorlar. İçlerinden bir tanesi bile koronanın Türkiye ekonomisini nasıl etkileyebileceğine dair kapsamlı bir rapor yazmadı. Aynı şekilde Türkiye’de varlık gösteren finansal kuruluşlar. Birkaç kaçamak tahminden öteye giden rapor yazamıyorlar. Tahminde bile bulunmuyorlar.

★★★

Yabancı kuruluşların yazmama nedeni belli; Türkiye ekonomisi ve piyasaları ile ilgilenmiyorlar. Ancak “Gelişen Ülkeler” raporlarında Türkiye adına birkaç satırda rastlamak mümkün... Peki, Türkiye’deki kurumlar neden ayrıntılı bir rapor yayınlamıyorlar? Korkuyorlar! Raporu yazan muhtemelen işten kovulacak.

Olmaz demeyin, daha önce örneği var. Yazanı resmen kovdular! Geçen yıl yerel seçimlerden önce dolar 5.40 seviyelerindeyken Amerika’nın en büyük bankası JP Morgan’ın Türk Lirası beklentisini 5.90 olarak açıkladı. “Banka, müşterilerini yanıltıcı bir şekilde Türk Lirası satmaya dolar almaya yönlendirdi” gerekçesiyle BDDK ve SPK’dan manipülasyon incelemesi başlatıldı. Kurum Amerikalı olunca tabii ki bir şey çıkmadı!

Zamanın popüler dizisinde Hayriye Hanım ne zaman “Aman Ali Rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın” dese, belayı çağırırdı. Böyle bir ortamda rapor yazıp tat kaçırmanın ne gereği vardı?